Otel işletmeciliğine, Antalya turlarında turistlere Kaleiçi'ni Adriyanus Kapısı'ndan gösterip sonra Perge, Aspendos ve Termessos gibi yerlere götürürdük. Bir gün Kaleiçi programı çıkınca çok şaşırdım. Her ne kadar 20 senelik rehber olsam da oraya hiç gitmemiştim. Kaleiçi'nin planını açtım önüme koydum, baktım baktım bir şey anlamadım. En sonunda turistlere orayı geçiştirerek anlatmaya karar verdim. Bu gün Üç Kapılar diye tabir edilen Adriyanus Kapısı'ndan geçecek Kesik Minare'yi ve Hıdırlı Kulesi'ni anlatacaktım. Daha sonrasında parkta yarım saat serbest bırakacaktım. Kaldığımız otel çok yakındı kaybolanlar olursa kendi kendilerine dönebilirler diye düşünüyordum. Ertesi gün kafileyle birlikte Adriyanus Kapısı'ndan adımımı attığım anda vücudumda şiddetli bir titreme hissettim, bütün tüylerim diken diken oldu ve ben ne yapıyorum, neredeyim gibi bir hisse kapıldım. Kafamı çevirdiğimde bir Roma kabartması gördüm ve onun önünde dilim tutuldu, hiç bir şey anlatmadan yavaş yavaş yürümeye başladım. Bu arada hislerim daha da derinleşmiştiki iki elimi havaya kaldırdım ve dedim ki; "Tanrım bana buradan bir ev nasip et." arkamdan gelen 40 tane İtalyan amen diye bağırdılar. Neden amen dediniz diye sorduğumda; "Allah'tan çok büyük bir şey istediniz" dediler. Nereden anladınız diye sorduğımda ise; "Siz anlatmanızdınız mı, Müslümanlar ellerini açıp dua ederler. Arzular küçük olduğunda eller az açık baş aşağı olur. Arzular büyüdükçe başınız yukarıya kalkar. Sizin büyük bir şey istediğiniz belli. Ne istediğinizi bize söyleyin." dediler. Onlara "20 senelik rehberim; ama buraya ilk kez geliyorum. O kadar heyecanlandım ve o kadar beğendim ki Allah'ımdan bir ev istedim." dedim. Bir kez daha amen dediler. Bu olaydan 20 gün sonra İtalyanca "inci" demek olan Villa Perla'yı aldım.